Kendimi bildim bileli bir şeyler yazarım. Anı yazarım, günlük yazarım, şiir yazarım.. Kendimi başka nasıl ifade ederim bilmiyorum. Müziğe yeteneğim yok.. Bir müzik aleti çalamam ben. Onun yerine kelimelerimi fısıldıyorum ötmeye yeltenen kuşlara.. Ya da bale pabuçlarım yok adımlarımı gösterecek ama kelimelerim var yüreğimi gösterir onlar benim..
Hoş geldiniz.
Sürç-i Lisan edersek, affola..

Öksürük Sesine Muhtaç Olur mu İnsan?


Nasılsın canım?
Ben.. İyiyim ben merak etme.
Bir kaç gündür yine ilk günkü kadar üzgün hissediyorum kendimi ama.. Çok özledik be oğlum. Ondan yani bu can acısı falan. Bir kaç gündür sana yazacağım da toplayamadım kendimi..

İşlerimi yeni yeni toplamaya başladım senden sonra.. Kendimi ve aklımı da öyle. Merak etme yanlış kararlar vermeden sakince oturup geçmesini bekledim akıl yoksunluğumun 59 gündür.. Sen kendini sorumlu hisset istemedim aptalca bir kararımdan.
Kendime de iyi bakıyorum. Aslında dışardan bakınca hayatım tamamıyla normale döndü. O yüzden insanların da eli çekilmeye başladı üstümden.. Bu iyi mi kötü mü bilmiyorum. Yani aslında iyi çünkü sürekli "Nasıl oldun?" diye sorulmasından çok yorulmuştum. Ama insanlar birer birer gitmeye başladıkça senin yokluğun daha da ağır basmaya başladı.

Komik bir fotoğraf buluyorum sağda solda.. Tam sana gönderecek gibi oluyorum. Sonra bulduğum o komik fotoğrafa ağlıyorum biraz. Sonra geçiyor ta ki seni de güldürecek yeni bir şey bulana kadar..

Tükendim ben oğlum.. Bırakmadım kendimi, öyle mahvolmuş falan da değilim. Ama bu işe dayanma gücüm bitiyor sanki. Bitince ne olacak bilmiyorum. Belki de o son bir başlangıç olacak ama.. Zorlanıyorum..

12sinde Antalya'ya gidiyorum. Ofisine gideceğim yine eklerimi alıp. Sen varmışsın gibi. Ama orada olmayacaksın. Sonra seninle son gittiğimiz meyhaneye bir gideriz diyorum. Mutlaka gel bir kadeh de sana koyulur o masada..

Yaşadığını bilmek çok başkaydı be Mürşil.. Her aradığımda ulaşabileceğimi bilmek.. Sesini duyduğumda rahatlamak.. Her başım sıkıştığında sana danışabileceğimi bilmek.. Ya da sadece orada olduğunu bilmek..

Hatırlarsın,
bir kere ben sizde uyuyakalmıştım. Sen de yanımdaki koltukta kitap okuyordun.. Biraz soğuk algınlığın vardı, çok öksürüyordun.. Gece bir ara öksürüğüne uyandım. Öyle kötü öksürüyordun ki telaşlandım kalktım koştum su aldım, içirdim.. Benim o uykulu telaşıma gülmekten öksürüğün kesilmedi bir türlü.. Sonra öksürük geçince ben tekrar döndüm uyuyakaldığım koltuğa.. O gece o kadar korktum ki sana bir şey olacağına uyku arasında zaman zaman uyanıp sana kulak kabarttığımı hatırlıyorum..

Hırıltılı nefes alıyordun grip verisesiyle çünkü.. Onu duyup hasta diyordum ve rahatlayıp uykuya dönüyordum. hasta.. yaşıyor yani..

Sen hiç bilmedin bunu.. Hiç kimse bilmedi.. Bilsen gülerdin zaten.. Grip oldum lan biraz abartmıyor musun? derdin.

Keşke bir öksürük sesine uyansak hep beraber bu kabustan Mürşil. Söz bir daha uyumam hep dinlerim nefesinin hırıltısını..

Işıklar içinde uyu kardeşim..
H. Kanyılmaz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder